MURAT BARDAKÇI’NIN ULAŞAMADIĞI O GİZLİ BELGELER!

MURAT BARDAKÇI’NIN ULAŞAMADIĞI BELGELER NİHAYET ORTAYA ÇIKTI! TARİHÇİ ŞAFAK TUNÇ 1960 DARBESİNİN EN ÖNEMLİ SİS PERDESİNİ ARALIYOR! Murat Bardakçı,  26.05.2020 tarihinde Habertürk sitesinde “27 Mayıs’ı önceden haber veren ve şimdiye kadar..

MURAT BARDAKÇI’NIN ULAŞAMADIĞI O GİZLİ BELGELER!
Atlas International Group

MURAT BARDAKÇI’NIN ULAŞAMADIĞI BELGELER NİHAYET ORTAYA ÇIKTI!

TARİHÇİ ŞAFAK TUNÇ 1960 DARBESİNİN EN ÖNEMLİ SİS PERDESİNİ ARALIYOR!

Murat Bardakçı,  26.05.2020 tarihinde Habertürk sitesinde “27 Mayıs’ı önceden haber veren ve şimdiye kadar yayınlanmamış ihbar mektubu” başlıklı makalesinde  Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri’nde muhafaza edilen ve Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal’ın sayesinde edindiği şimdiye kadar gizli kalmış olan çok önemli bir mektubu yayınlamıştı.

Dr. Sezai Feray tarafından yazılan 3 Mayıs 1960 tarihli mektup İstanbul’un hem Belediye, hem de Demokrat Parti İl Başkanı olan Kemal Aygün’e gönderilmiş…

Sezai Feray, Cumhuriyet Halk Partisi’ne yakın bir grubun Şişli’de bir evde toplandığını ve toplantıya katılan “Münir Bey” adındaki eski bir CHP milletvekilinin “6 Mayıs’ta mutlaka iktidara geleceklerini söylediğini” yazıyor. Sonra, bu milletvekilinin “Kan dökülmeyeceği, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar ve Başbakan Adnan Menderes de dahil olmak üzere sadece beş kişinin öldürüleceği” şeklinde tüyler ürperten sözlerini naklediyor ve elde ettiği bu istihbaratı yetkililere ulaştırma imkânı bulamadığı için Kemal Aygün’ün yardımını istiyor.”

Murat Bardakçı yazısına şöyle devam ediyor: “Mektubun muhataplarına ulaşıp ulaşmadığı konusunda hiç birşey bilmiyoruz… Bu hususta arşivlerde yahut Yassıada zabıtlarında bir kayda tesadüf edilmemesi ve Demokratlar’ın yazdıklarında yahut kaydedilmiş sohbetlerinde herhangi bir malûmata rastlanmaması Celâl Bayar’ın veya Adnan Menderes’in Sezai Seray’ın mektubundan haberdar olmadıklarını gösteriyor.”

Bu konuda elimize geçen yeni belgeler ışığında Sezai Seray’ın mektubundan Celâl Bayar’ başta olmak üzere devletin en üst yöneticilerinin haberdar olduklarınıartık biliyoruz

Halûk Perk Müzesi koleksiyonunda bulunan ve Halûk Perk sayesinde elde ettiğim Namık Gedik’in eşi Melahat Gedik’i terekesinden çıkan devlete ait bazı belgeler bize bu konuda artık daha sağlam bilgiler sunmaktadır.

Bu belgelerde Sezai Feray’ın 4 Mayıs 1960 Çarşamba günü Celal Bayar’la görüşerek ihbarını arz ettiğini ve 5 Mayıs 1960 perşembe günü de telefonla Baş vekâlet hususi kalem müdürü ARİF ÖZGEN bey tarafından arandığını,Dahiliye Vekili Namık Gedik hatta vali ve belediye başkanı KEMAL AYGÜN’e de bu mevzu ile ilgili bilgi verdiğini öğreniyoruz.

Ve işin belki de en acı tarafı ne yazık ki devletin en tepesindeki yöneticileri yaklaşan askeri darbeden haberdar etmek yerine bu ihbarı yapan Sezai Feray’ı itibarsızlaştırmayı tercih eden ve yaklaşan büyük tehlikenin üzerini örten Türkiye’nin 1926 ve 1965 yılları arasındaki istihbarat teşkilatı MAH’ın anlamsız tutumuile karşılaşıyoruz. Millî Emniyet Hizmeti Riyâseti (MEH, ya da bilinen adı ile MAH’ın neden böyle bir tutum sergilediği de araştırılması gereken ayrı bir durumdur.

Lafı fazla uzatmadan bu anlatılanlardan daha fazlasını belgenin kendisinden dinleyelim.

MAH ÇOK GİZLİ

İSTANBUL /11 Mayıs 1960

SAYI: 22630

Özet: Dr. Sezai Feray h. 

Doktor Sezai Feray ihbar mektubu hakkında yapılan inceleme ve merkez mütaalası aşağıda sunulmuştur:

1. Adı geçen doktor demokrat partinin kuruluşunda Trakya bölgesinde ilk kuruculardan olup halen Anadolu Türk sigorta şirketi idare Meclisi azasıdır.

2. Doktor S. Feray ile ihbarı hakkında yapılan görüşmede aynen şunları söylemiştir:

Şişli küçük Bahçe sokağında meşrutiyet apartmanının dört numaralı dairesinde eski muharrirlerden İzzet Melih Bey eşi Fatma hanım ve kızları oturmaktadır. Bu aile 27 Nisan 1960 tarihinden 2-3 gün evvel evlerinde bir aile toplantısı yapmışlardır. Bu toplantıda CHP eski milletvekillerinden 50-55 yaşlarında kadar ve ev sahibesi FATMA hanımın kuzenlerinden birisinin kocası olan Münür bey adında bir şahsın da iştirak ettiği ve 12-15 kişilik Bir topluluğun bulunduğu, konuşmalar arasında hoşsohbet ve konuşmasını çok seven Münür bey (6 veya 16 Mayıs tarihinde CHP’nin mutlaka iktidara geleceğini, kan dökülmeyeceğini, Celal Bayar’ı ve Adnan Menderes’i öldüreceklerini, Adnan Menderes’i bizzat kendisinin haklıyacağını söylediğini) toplantıda bulunan ve aynı apartmanda oturan ve kocası deniz albayı olan MEDİHA hanım adındaki kadının doktor S.FERAY’ın yeğenine söylediğini ve yeğeninin de kendisine anlattığını bildirmiştir. Yine bu arada S. Feray, İzzet Melih ve eşinin muhitlerin de D.P.li olarak Deniz albayın eşi (esas muhbir) Mediha hanımın da CHP’li bilindiklerini ifade etmiştir.

3. Doktor S.FERAY son hadiselerin üzerine yeğeninin kendisine söylediği sözlerin vehametine kanaat getirerek durumdan demokrat Parti üst kademelerini haberdar etmek teşebbüsüne geçtiğini, fevkalade durum dolayısıyla temas imkanının geciktiğini görmesi üzerine keyfiyeti bir mektupla ÇOBANOĞLU beye yazdığını ve aynı zamanda 30 Nisan 1960 cumartesi günü İstanbul Valisi ile görüşmek istediğini fakat vali Bey’in toplantıda olmasından ötürü görüşmesine imkan olmadığını öğrenmesi üzerine MEHMET İZMEN ve ULVİ YENAL beylerle de görüşme imkanını bulamadığını söylemiştir.

Bunun üzerine sayın Reisicumhur’un evvelden beri şahsına karşı göstermiş olduğu teveccühden cesaret alarak ihbarını kendilerine arz etmek için ŞALE Köşkü’ne gittiğini fakat yaverlerin görüştürme zeminini hazırlayamamaları sebebiyle 3 Mayıs 1960 günü akşamı geç vakit köşkten döndüğünü, bilahare durumdan sayın Reisicumhur’un haberdar olması üzerine köşkten aratıldığını ve fakat o gece kendisini bulamadıklarını ertesi günü 4 Mayıs 1960 Çarşamba günü sayın Reisicumhur’la görüşerek ihbarını arz ettiğini ve 5 Mayıs 1960 perşembe günü de telefonla Baş vekâlet hususi kalem müdürü ARİF ÖZGEN bey tarafından şirketten arandığını, Konuşurken dahiliye vekili bey konuşacak diye santralden söylendiğini bu sırada Vali Bey’in telefonla konuştuğunu, bunun üzerine kendisi vilayete giderek vali ve belediye başkanı KEMAL AYGÜN beylerle müştereken bu mevzuu konuştuklarını ve Kemal Aygün bey konuşmasında (İSMET İNÖNÜ’nün Bugün iktidarda olmamasına rağmen herhangi bir yerde hakkında uluorta bir konuşma yapılamayacağını bu sebeple milletvekilliği yapmış olan bir şahısın da tanımadığı kimselerin bulunduğu bir toplantı grubu içinde bu şekilde söylenen konuşmayı yapacağına bir mana veremeyeceğini) söylemiş ve İZZET MELİH Bey’in muhitinin kimler olduğunu sorduğunu, KILIÇ ALİ Bey’in eşinin İZZET MELİH Bey’in kızları ile teyze çocukları olduğunu öğrenmesi üzerine, KILIÇ Ali bey vasıtası ile MÜNÜR Bey’in kimliğini öğrenmeye çalışacağını ve bu konuşmada evvelce Çorum milletvekili yapmış MÜNÜR bey adında birisinden bahsedildiğini, ayrıca doktor S. FERAY ihbara hedef olan aileler arasında herhangi bir anlaşmazlığa meydan verilmemesi için yapılacak olan tahkikatını çok gizli tutulmasını validen ve belediye başkanından istirham ettiğini sözlerine ilave etmiş, aynı hususları bize de tekrarlamıştır.

4. İhbarın tahkiki ile meşgul olan memurumuz SABAHATTİN ERASLAN Dr.S.FERAY hakkında kendisini yakinen tanıyan D.P. içinde şayanı itimat iki şahısla da temasta bulunmuş olup alınan bilgiler aşağıda sunulmuştur:

A) 7 Mayıs 1960 Cumartesi günü şehir Meclisi Üyesi avukat ENVER YAKUPOĞLU ile yapılan görüşmede Dr. S. FERAY’ın Trakya’da doktor olarak bulunduğu sırada demokrat partinin kuruluşunda bu bölgede ilk kurucu olanlar arasında bulunduğunu bilahare İstanbul’a geldiğini, 1955 senesinde Demokrat Parti İstanbul il idare heyetine toptan işten el çektirilince geçici kurulda buna da yer verildiği ve 45 gün kadar İstanbul Demokrat Parti İl idare heyetinde vazife almış olduğunu ve sayın Reisicumhur ve Fuat Köprülü’nün delaleti ile bugünkü işi olan Anadolu Türk Anonim Sigorta Şirketi idare Meclisi azalığına yerleştirildiğini koyu ve idealist bir Demokrat partili olduğunu, partinin içinde bugüne kadar silik bir şahsiyet olarak kaldığını, kendisiyle yaptığı konuşmalarda doktorun her zaman parti içindeki aksaklıklardan dert yandığını söyleyen bir şahıs olduğunu, partinin ilk müntesiplerinden olmasına rağmen doktorluk ihtisasını dahi yapmadığını, muhitinde temiz, iyi ve kendi halinde namuslu bir partili olarak bilindiği, parti üst kademelerine yaranmak için duyacağı herhangi bir haberi ulaştırmak isteyebileceğini ve bu suretle sadakatini göstermek suretiyle mağdur durumunu belirtmek isteyeceği hususunun varit olabileceğini sözlerine ilave etmiştir.

B) 9 Mayıs 1960 pazartesi günü şehir Meclisi azası CEVDET PERİN İle yapılan görüşme de dr. S. FERAY’ın Demokrat Partinin ilk kuruluşunda Trakya bölgesinde ilk kuruculardan olduğunu, Levent’te ikamet ettiğini ve Anadolu Türk Anonim Sigorta Şirketi idare Meclisi’nde aza olduğunu, bugüne… …kadar Herhangi bir faaliyetini görmediklerini, Şehir Tiyatrosu’nda çalışan yeğeni MÜFİT KİPER’den her zaman iyiliğinden bahisle methini duyduğunu, fakat silik bir partili olarak kaldığını, ara sıra verilen balolarda rastladığını hastalığından muztarip olduğunu geçen sene ameliyat olmak için Avrupa’ya gittiğini âvdetinden sonra kendisinde düşünceli bir halin hasıl olduğunu anlatmış ve bilahare CEVDET PERİN’e hadise kapalı bir şekilde izah edildiğinde CEVDET PERİN, İZZET MELİH DEVRİM’in muhitte CHP’li olarak bilindiğini, lakin bu ailenin büyük, küçük hepsinin günün eğlenme zevklerinden başka bir gaygularının olmadığını , hele parti işleriyle zinhar meşgul olmalarına imkan bulunmadığını, bu aile grubuna mensup olan sosyete içinde de herhangi bir kimsenin ulu orta bir şekilde konuşma yapmasının imkanısız ve çok ayıp kaçacağını, bu itibarla olsa olsa bugüne kadar parti içinde çok silik bir durumda kalmış olan doktor S.FERAY’ın (Bir kompleks denilebilecek haleti ruhiye içinde kalarak parti üst kademelerine kendisinin de bir iş yapmış olduğunu göstermek maksadile, şahsen duymadığı ve görmediği bir toplantıdaki konuşmayı üçüncü bir şahıs olarak anlatmasına hiçbir mana veremeyeceğini) söylemiştir.

5. Yukarıda arz edildiği şekilde muhbir Sayın Reisicumhurdan başlayarak bütün makamlara ve bu arada İstanbul vilayetine de başvurmuştur. Bizzat valinin yeğeninin dediği hanımla doktor S.FERAY’ın önünde yaptığı telefon görüşmesinde bu hanım hadiseyi ciddi telakki etmeyerek ihbara değerli görmediğini ifade etmiştir. Ayrıca KILIÇ ALİ Bey vasıtası ile yapılan tahkikatta da, İZZET MELİH Bey’in koyu Demokrat Partili olup bu toplantıda MÜNÜR bey isminde bir mebusun bulunmadığı, fakat Osman bey namında eski bir Gaziantep mebusunın bulunduğunu ve toplantıda hiçbir ciddi mevzuun görüşülmemiş olduğu öğrenilmiştir.

Ayrıca öteden beri bir belediye doktorluğu almak gayretinde bulunan S.FERAY’ın şahsen bulunmadığı ve yeğeninin ismini vermek istemediğini, bir deniz albayın hanımından öğrendiği kaydıyla birçok makamlara ulaştırdığı bu ihbarın hakikatte hükümet ve parti erkânının gözüne girmek maksadına matuf olduğu neticesinde, merkezimiz İstanbul valisinin kanaatine iştirak etmektedir arz ederim…

(nethaberler.com)

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.