Erdoğan, bütün gerçekleri Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un yüzüne anlattı..!

Erdoğan’ın Almanya’daki ziyaretinde yaptığı açıklamada Türkiye Almanya ilişkileri yanında, son zamanlarda Avrupa Birliği ve Almanya ile ilgili ikili ilişkiler, Avrupa Birliği’ne giriş sürecindeki zorluklar yanında; esasen de dünyaya vermek istediği mesajı bu yolla dünyaya duyurması diplomatik açıdan önemliydi..!

Filistin meselesi ile ilgili de Türkiye’nin fikirlerine dünya kamuoyuna en güzel şekilde bütün dünyanın gözü ve medya kanallarının önünde Türkiye’nin Filistin’e bakışı ve geleceği perspektifi birinci elden dünyaya da böylece duyurularak anlatılmış oldu..!

TC Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerindeki en vurucu konuları mesajlarında ana başlıklarıyla; “Savunma sanayi iş birliğimizin engelsiz şekilde yürütülmesi müşterek çalışmaların yapılması yanında; Avrupa Birliği’nin lokomotif ülkelerinden olan Almanya’nın bu bağlamda Türkiye’ye vereceği katkıları önemsiyoruz. Türkiye olarak Gazze’deki olayların başından beri sivilleri hedef alan saldırıları hiçbir şekilde tasvip etmediğimizi ifade ettik ve bunu her görüşmede dile getirdik.

Yaşananlar, 1967 sınırları temelinde iki devletli çözümün artık kaçınılmaz olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bizim amacımız, İsrailli ve Filistinlilerin yan yana barış içinde yaşadığı, huzurun ve güvenin hâkim olduğu bir iklimin tesisidir. Orta Doğu’da adil ve kalıcı bir barışın temini için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum.!” diyen Erdoğan, bu tarihi ve zamanlaması açısından önemli olan görüşmenin ülkeler arasında dayanışmaya, yeni bir sürecin başlamasına temennisiyle sözlerini bitirdi!

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Almanya’da Olaf Scholz ile ortak basın toplantısında İspanyol, Fransız ve İtalyan haber kanalları anında tercümeyle canlı olarak her ne kadar tercümelerinde işi düzeltmeye çalışsalar da çıkan sonuç itibari ile “Türkiye düşmanları, Almanlar ve onların yancısı malum yapının hemen hemen bütün platformlarda söz sahibi olarak işgal ettiği Almanya’daki Türklerde moraller altüst oldu.”

“Scholz, Erdoğan’ın çırağı bile değil” diye başlık atan muhalifler yanında, bütün Avrupa ve siyasileri Erdoğan’ın konuşmasına odaklanmış durumda iken “cumhurbaşkanımızın basın toplantısında verdiği çok ince ayar ders” Türkiye’deki muhalif hiçbir sosyal medya mecrasında yayınlanmadığı gibi yorumları da yapılmadı!

Filistin davasını sözde her haber bülteninde canhıraş çok olumsuz görüntülerle ve yorumlarla “aba altından da hükümeti tenkit ederek, Türkiye’nin kınamaktan başka hiçbir iş yapmadığını söyleyen muhalif liderler ve onların destekçisi savunan hesap sahipleri tarafından” Avrupa Birliği ülkeleri tarafından anında canlı olarak verilen konuşmaları kısaca yapılan basın toplantısını “dünya üzerinde bu davaya sahip çıkan tek lider olmasına rağmen” ana haber olarak vermediği gibi paylaşılmadı da..!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin diğer ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri gibi kimsenin emri altında hareket etmediği ve “kimseye borçlu olmadığını” söyleyerek; “Bir borçluluk psikolojisi içerisinde İsrail-Filistin savaşını değerlendirmemek gerekir. Bakın ben rahat konuşuyorum çünkü bizim İsrail’e borcumuz yok. İbadethaneler vuruluyor, kiliseler vuruluyor, hastaneler vuruluyor. Buna karşı hiç sesimizi çıkarmayacak mıyız? Eğer burada elimiz kolumuz, dilimiz bağlı kalırsak bunun tarihe hesabını veremeyiz” açıklamasını yaparak da İsrail’in hiçbir kutsala saygı duymadığını, masum insanları öldürmekten başka bir açıklamasının olamayacağını dünyaya duyurması da önemliydi..!

“İsrail yönetiminin Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanması için birçok delil mevcut. Biz ön yargısız bir biçimde bu suçların cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız” diyerek sadece kınamalarla değil hem Filistin’e uluslararası yardım örgütlerinin yardımlarını ulaştırmak hem de sağlık alanında bütün yararlarını Türkiye’de tedavisini bilhassa kanser hastaları başta olmakla başladığımız bu yardım işbirliğimizi her alanda sürdüreceğini de deklare etmesi, Türkiye’nin dün olduğu gibi mazlumların yanında yer alan, mağdurların yardımına koşan bir ülke olduğunu da dünya basını önünde dile getirmesi Türkiye açısından “beklenen Türk” olmanın gururunu yaşatması ve dünya mazlumlarına umut olmaya devam etmesi Filistin yanında dünyanın neresinde olursa olsun Türkistan’da, Kırım’da Suriye’de ve Balkanlar’da hem soydaşlarımıza hem de dindaşlarımızla birlik beraberlik içinde ve yanlarında olduğumuzu birinci elden söylemesi dış politika açısından pek çok minvaller için önemlidir.!

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın: “bir gece ansızın gelebiliriz” sözünün de bir kere daha içimizdeki ve dışımızdaki dosta düşmana karşı tekraren dile getirilmesinin vaktidir.!

Ya Rabbi sen yapılan bütün bu haksızlıklara karşı susan içimizdeki ve dışımızdaki bu gâfiller sebebiyle bizleri de helak eyleme..!

Amin!