CHP ve Belediyeleri

Uzun zamandır, Gazze ve Filistin dışında bir şey yazmadım çünkü içimden başka bir şey yazmak gelmedi.

Orada o zulüm yaşanırken, açlıktan ölen çocuklar varken ne iç siyaset ne de dünyanın başka herhangi bir konusu hiç ilgimi çekmedi. Sanmıyorum ki dünya kurulalı beri bir topluma böyle topyekûn bir zulüm uygulanmış olsun.
Tüm dünyanın İsrail ve ABD üzerine kurduğu baskı netice verdi ve Gazze’de bir barış antlaşması sağlandı. Böylece Gazzeli kardeşlerimiz iki yıldan beri uygulanan zulümden bir nebze kurtulmuş oldular ve az da olsa gıda yardımları yapılıyor, çocukların yüzü gülüyor, insanlar bombaların patlamadığı sakin geceler ve gündüzler yaşamaya başladı. Her ne kadar İsrail sürekli bahaneler üreterek yine katliamlarına devam ediyorsa da eskisi gibi yoğun ve şiddetli değil. Umarım bu barış süreci daha da uzar ve Gazzeli kardeşlerimiz daha sağlıklı bir hayata dönerler.
Gazze böyle iken ülkemizde yaşananlar ne durumda?
İki ana gündem var; biri başta İstanbul olmak üzere hemen tüm CHP’li belediyelerin hırsızlıkları durmadan gün yüzüne çıkıyor, diğeri ise PKK ile yapılan barış süreci. CHP ve belediyelerden böyle şeylerin çıkacağını aslında bizim yaşımızdakiler bilir de yeni nesil veya Z kuşağı dediğimiz gençler bilemeyebilir. Çünkü onlar dünyaya gözünü açtığında iktidar ve belediyelerin çoğu AK Partinin elinde idi ve çoğunlukla hizmette yarışıyorlardı. İyi kötü Ak Partili belediyelerin Allah korkusu vardı, bir gün yaptıklarının hesabını Allah’a verme korkusu vardı ve bu yüzden de işlerine odaklanmışlardı. Tabi ki hepsi böyle idi diyemeyiz ama öyle olmayanlar bile bu kadar aleni bir hırsızlık yapmamışlardır. Bu kadar büyük rüşvet almamışlardır ve belediye kaynaklarını bu kadar art niyet ve menfaatleri uğruna çarçur etmemişlerdir.
Dedim ya bizim yaşımızdakiler bilir CHP ve belediyelerin ne menem işler çevirebileceklerini? Yani 40 yaş ve üstü olan herkes bilir onların evvellerini. İSKİ skandallarını, sekreter üzerine yapılan paraları, yurtdışına kaçırılan dolarları iyi biliriz, daha dün gibi hatırlarız bunları. CHP parti içerisinde yaşanan kavgaların, parti içerisinde yönetici olma kavgalarının neden bu kadar gürültülü geçtiğini anlamadığımızı mı sanıyorlar? CHP’nin en alt kademe yöneticisi bile “payına” düşeni alır da ondandır.
Belediyeye gelip iki yıl içerisinde 5-6 adet süper lüks rezidans sahibi olan “İlgezdi”lerin nasıl başardığını bilmediğimizi sanıyorlar. Kentsel dönüşümü nasıl rantsal dönüşüme çevirdiklerini iyi biliriz. İsrafı önleyeceğim diye başa gelip sattığı 5 – 6 aracın yerine yüzlerce lüks araç satın alanı iyi biliriz, kendi danışmanına dahi aylık kirası 300 bin Türk lirası olan süper lüks villa tahsis eden ve kirasını da sözde kendi cebinden ödeyen bir başkandan bahsediyoruz. Parti başına geçebilmek için milletvekili satın alan bir başkandan bahsediyoruz. Belediyenin parası ile menfaatlerini temin etmeye çalışan adı ile sanı ile Ekrem başkan.
Ama tüm bunları Z kuşağı gençliğe anlatmaktan zorlanıyoruz işte. Yeni nesil darlık görmemiş, güzel günlerin içerisinde büyümüş, bu günlere nasıl geldiğimizi bilip bilmeden, hırsızlara sahip çıkmaya çalışıyor. Hırsızın söylediği cilalı sözlere itimat ediyor. Oysa bu zihniyet asla ve kat’a bir devlet idare edemeyecektir. Kendi menfaatleri dışında millete dişe dokunur bir hizmet veremeyecektir. Dış politikada ne yapacaklarına dair fikirleri yoktur. Dünyada olup bitenlere duyarsızlar, fikir üretmiyorlar, kime nasıl davranacakları konusunda en ufak bir fikirleri yoktur. ABD veya başka bir ülkenin kuyruğuna takılıp gider bunlar.
CHP zihniyetinin hali pür melali ayan beyan ortada iken bunlara hala destek veren vatandaşlarımız var elbette tercihlerine saygı duyuyorum ama en azından oy verdiklerini tanımalarını tavsiye ediyorum.
Gelelim diğer gündem konusu olan PKK. Bu hafta yerimiz kalmadı, inşallah haftaya biraz detaylı görüş paylaşmak istiyorum. İyi gelişmeler olduğunu görüyorum, inşallah haftaya kadar daha da iyi şeyler görürüz.