Yahudilerin gerçek yüzü ve münafıklıklarına tarih şahittir

Nitekim Kur’an ve sünnetullahda Allah ve peygamberi; peygamberlerini katledenleri,  münafıklıklarını ve münafıklarla işbirliklerini, onların dünyayı nasıl aldattıklarını bu kavimle ilgili pek çok ayeti bize defaten anlatmıştır!!!  “Bakmaz mısın şu münafıklık yapanlara!..

Yahudilerin gerçek yüzü ve münafıklıklarına tarih şahittir

Nitekim Kur’an ve sünnetullahda Allah ve peygamberi; peygamberlerini katledenleri,  münafıklıklarını ve münafıklarla işbirliklerini, onların dünyayı nasıl aldattıklarını bu kavimle ilgili pek çok ayeti bize defaten anlatmıştır!!!

 “Bakmaz mısın şu münafıklık yapanlara! Onlar Ehl-i kitaptan küfür içindeki dostlarına: ‘Eğer siz yurdunuzdan sürülürseniz biz de mutlaka sizinle beraber çıkarız. Sizin aleyhinizde hiç kimseye itaat etmez, sözünü dinlemeyiz. Size savaş açılırsa elbette yardımınıza koşarız’ diyorlar. Allah şâhittir ki, o münafıklar kesinlikle yalancıdırlar.” Münafıkın -11

Oysa onlar yurtlarından sürülecek olsa, kesinlikle onlarla beraber çıkmazlar. Onlara savaş açılsa asla yardımlarına koşmazlar. Yardım etmeye kalksalar bile arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendileri de kimseden yardım göremezler. Münafıkın -12

İnsan ister inansın, ister inanmasın, gerçek değişmeyecek ve kıyâmet mutlaka kopacaktır. 

Burada kıyâmetin dehşetli manzaralarından biri arz edilir: O gün gözler, aniden tepelerine inen şiddetli hadiselerden duydukları korku, hayret ve dehşet karşısında faltaşı gibi açılacak, şaşırıp kalacaktır. Kıyâmet gerçeğinin, yıldırımın çakması gibi, tüm dehşeti ve netliği ile ortaya çıkmasıyla birlikte insanın gözünden bütün dünya yerinden oynayıp silinmeye başlayacaktır. Bu sırada ayın ışığı sönüp kararacak, “Güneş dürülüp ışığı söndüğü zaman” (Tekvîr 81/1) âyetinin haber verdiği üzere güneşin de ışığı sönecek ve güneşle ay bir araya getirilecek, yokluk deryasına dalıp görünmez olacaklardır. Bu dehşetli hâdiseler karşısında ne yapacağını şaşıran inkârcı-günahkâr insan kaçmak için yer arayacak, fakat hesap vermek üzere Yüce Allah’ın huzuruna varıp dikilmekten başka bir yol bulamayacaktır:

Allah cc Kıyamet Suresi’nde münkünlere karşı uyarılarına devam ederek onları imana davet eder..! 

O gün insana yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geride bıraktığı her şey gösterilecektir!

Kıyamet-13

Artık insan kendi aleyhinde bir şâhit ve bir delildir! Kıyamet-14

Kurtulmak için türlü türlü mazeretler ileri sürse de! Kıyamet-15

HESAP GÜNÜ! İNSAN HAYATI BİR FİLM ŞERİDİ GİBİ ORTAYA KONACAKTIR!

İnsana “önce ve sonra yaptığı her şeyin bir bir haber verilmesi” ifadesini şu şekillerde anlamak mümkündür:

İnsana, ölmeden önce amel defteri kendisine gösterilecektir. Dünyada iken yapmış olduğu gerek iyi gerek kötü amellerin, ölümünden sonra ardından gelen nesillerde iyi veya kötü ne gibi bir iz bıraktığını bu defterde tablo halinde tamamını ve nelere sebep olduğunu görecektir.

Âyet-i kerîmelerde buyrulur:

“Biz her insanın sevabını ve günahını boynuna doladık; öyle ki, kıyâmet günü önüne, her şeyi açık açık kaydedilmiş bulacağı bir defter çıkaracağız. Ona: ‘Oku şimdi defterini! Bugün sana hesap görücü olarak kendi nefsin yeter!’ diyeceğiz.” (İsrâ 17/13-14)

BEDENİMİZ ŞAHİTLİK EDECEK!

O gün insanın azaları kendilerinin ne yaptıklarına şâhitlik edecek, insan buna mani olamayacaktır:

“Nihâyet ateşin karşısına geldiklerinde kendi kulakları, gözleri ve derileri, vaktiyle işledikleri bütün kötülükleri söyleyip onların aleyhinde şâhitlik edecekler. Derilerine öfke ve hayretle: ‘Niçin aleyhimizde şâhitlik ediyorsunuz?’ diye çıkışacaklar. Derileri ise: ‘Ne yapalım; her şeyi konuşturan Allah bizi de konuşturdu. Sizi başlangıçta yaratan O idi; yine O’na dönüyorsunuz’ diye cevap verecekler.” (Fussılet 41/20-21)

Demek ki, o gün her şey tüm açıklığı ile ortaya çıkacağına göre, insanın, kendini haklı çıkarmak için ileri süreceği hiçbir mazeret ona fayda vermeyecektir. İşte Kur’an, insanı bekleyen bu tehlikeleri haber vermek üzere indirilmektedir. 

Kur’an, surede münafıklar insanlığa neler yapacaklarını yapabileceklerini kimlerle işbirliği yapıp, sözlerinde hiçbir zaman durmadıklarını zaten insanlara tebliğ etmiştir!!!

Ama Kur’an’ın mana, maksat ve tevil’leri hiçbir zaman halka esas suretiyle anlatılmamış öğretilmiş bu gerçekler SİYER TARİHİNİN SAYFALARINDA VE HAFIZLARIN HIFZ’INDA KALMIŞTIR!

Allah celle celalühu Kur’an ve sünnetullah da ve Asrın mühim âlimleri Bediüzzaman gibi bu konuya şerh düşerek, Yahudiler ve münafıklarla ilgili ayet ve hadisleri yorumlamışlardır!

Allah Resûlü (s.a.s.), ahitlerini bozan ve müslümanlara hıyânet eden Benî Nadîr’e elçi göndererek, anlaşmayı yenilemelerini, değilse on gün içinde Medine’den çıkıp gitmelerini îkaz buyurmuştu. Ancak münafıklar, bu arada boş durmayıp Medine’yi terke hazırlanan Benî Nadîr’e el altından haber yolladılar. Kendilerine büyük bir kitle ile yardım edeceklerini, Medine’yi aslâ terk etmemelerini söyleyerek onları kışkırttılar. İşte âyet-i kerîmeler, bu gizli mektuplaşmayı açığa vurmaktadır. Bu, aynı zamanda Kur’an’ın gaybden haber veren mûcize bir kelam olduğunun açık delillerinden biridir. Münafıkların bu tahriklerine güvenen yahudiler, kendilerinde bir emniyet hissederek, Peygamberimiz (s.a.s.)’e karşı çıktılar. Halbuki Kur’an’ın verdiği bilgiye göre münafıklar, va‘dettikleri yardımı yapamayacaklardı. Nitekim de öyle oldu. Münafıklar, yahudilerin başına gelen belaları ve uğradıkları musibet ve cezaları seyretmekten başka bir şey yapamadılar. 

Böylece Allah Teâlâ’nın şâhitlik yaptığı gibi, yalancılıkları alenen ortaya çıkmış oldu. 

Yahudilerin gerçek yüzünü öğrenmek için Kur’an ve sünnetullah ve tarih bunlara şahittir!!!

Atlas International Group

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.