Allah’ı tanımak! Onun emaneti Kur’an’a sahip çıkmak! Onu anlamak ve yaşamakla olur!

O gün büyük muhakemede Peygamberimiz ümmetinden şikayet edecek: (EY RABBİM benim halkım, ümmetim BU KUR’AN’I okuyup anlamadılar, attılar, süslü torbaları koyup duvara astılar) Furkan 30 Bugün Kur’an çeşitli kandırmacalarla!? Sadece Arapça..

Allah’ı tanımak! Onun emaneti Kur’an’a sahip çıkmak! Onu anlamak ve yaşamakla olur!

O gün büyük muhakemede Peygamberimiz ümmetinden şikayet edecek: (EY RABBİM benim halkım, ümmetim

BU KUR’AN’I okuyup anlamadılar, attılar, süslü torbaları koyup duvara astılar) Furkan 30

Bugün Kur’an çeşitli kandırmacalarla!? Sadece Arapça lafzı ve grameri öğretilerek nesillerimizin anlamaması için uzaklaştırıldı.

Her kitabı merak edip okuyan insanlar! Mucize denilen, Allah’ın kitabını merak edip de eline alıp bir türlü okuyamıyor. Allah bunun hesabını sormaz mı? 

MİLLETİ İBRAHİM OLABİLMEK!

İnsan bir yolcudur, bebeklikten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre kadar, devam eden bir yol üzeredir. Mecburen yol alan bu yolcu insan, yol arkadaşlarını yol ihtiyaçlarını, yol güzergahını, rehberini alet ve edevatını, güzel seçmelidir. Hedefinin de ne olduğunu, iyi bellemelidir. Kimin himmeti, gayreti ve hayali milleti ise, o insan tek başına bir millettir. Onun için! (İbrahim, tek başına bir milletti)” Nahl 120 

Diyerek insanlığı uyarıyor!

İnsan hayalleri hedefleri kadar insandır.

Küçük dünyalar,küçük Hayaller, küçük insanlar içindir. 

Büyük dünyaları, ebedi ölümsüzlük yurdunu arayan insanlar, büyük ruhlu insanlardır. 

Peygamberler, alimlerdir, önderlerdir.

Ancak onların yolunda gidenlere kurtuluş ve müjdeler vardır! 

İSRAİLOĞULLARININ CEZASI PEK ÇETİN OLACAKTIR!

İsrailoğullarına sor; biz onlara nice açık mucizeler verdik. Kendisine geldikten sonra kim Allah’ın nimetini değiştirirse, (bilsin ki) şüphesiz Allah, cezası pek çetin olandır. – Bakara – 211. Ayet

ALLAH’A VE İNANANLARA DÜŞMANLIK EDENLERE ALEVLİ CEHENNEM VARDIR!!!

Sadece Allah’a inancından dolayı, nefret ettikleri, erkek ve kadınlara, hendekler kazıp, ateşler yakıp, içine atan, türlü işkenceler yapıp, onları zevkle, eğlenerek, seyredenler var ya! O tövbe etmeyenler için, cehennem ateşinin, çılgın alevlerin azabı vardır. Göklerin güneşlerin, yıldızların, burçların, sahibi olan Allah’ın ve o Kıyamet gününe şahit olanlara andolsun ki, o inananlara düşmanlık edenlere alevli cehennem azabı vardır. Buruç 1-10

Allah’ın ayetinin tezahürü her asırda olduğu gibi bu asırda da zahiren bütün müslümanların gözü önünde tezahür etmiş ve ediyor!

İste, adı İslam kendi münafık olan sözde Arap ve İslam devletlerinin gözü önünde; firavun devletler Gazze’de zayıf ve hastaları, bebekleri, çocukları bütün dünyanın gözleri yönünde yakıyor, yok ediyorlar.

“ALLAH birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma. Onlara tenezzül edip mihnet çekme. Onlara temellûk edip boyun eğme. Onların arkasına düşüp zahmet çekme. Onlardan korkup titreme. İsteyeceksen Allah’tan iste” diyerek, Bediüzzaman da Risale-i Nur’da talebelerini uyarmıştır..!

DAVASIZ MÜSLÜMANLAR!

Şairin dediği gibi ahir zaman alametlerinin pek çoğunu zuhur ettiği bu zamanda bizler de diyoruz ki: 

Sözü mümin, özü şeytandan usandım!

Dili mümin, kalbi şeytandan usandım!

Herkesin kahrı çekilir amma, ben davasız Müslümandan usandım. 

(Mirze Elekber Sâbir)

Cehaletle kıyasıya alay eden, Türk milletinin çağın ilerisinde bir zihniyete kavuşmasını dileyen, ancak Anadolu’da pek tanınmayan büyük bir Azeri hiciv şairi vardır: 

Türk dünyasının en önemli şairlerinden biri olan 1862 yılında kadim Türk Toprakları Şamahı’da doğan Mirze Elekber Sâbir; Aşkabat, Buhara, Semerkand, Merv, Horasan şehirlerinde Türk dilini ve sanatını anlatmakla hayatını geçirir!

Osmanlı’nın son dönemlerini misakı milli sınırları içindeki Azerbaycan ve Kafkasya Batum bölgesinde yaşayarak geçirir!

Din adına Osmanlı’nın son dönemlerinde yıkılışına da vesile olan olayları yaşayarak görür..!

Benim de 1993-2008 yıllarında Kafkasya bölgesindeki resmi görevlerimde o yıllarda halen yaşanan gerçeklerdir!

Hophopnâme!

Ölümünden sonra 1912 yılında birçok Azerbaycan aydınının müşterek çabalarıyla “Hophopnâme” adlı kitabı basılır. Bu eseri, Prof. Dr. A. Mecit Doğru tarafından Türkiye Türkçesi’yle yayınlanır. (“Hophopnâme”, Nadir Kitap, 1975)

100 YIL ÖNCE DE BUGÜNKÜ GİBİ ORTA DOĞU VE KAFKASLAR’DAKİ MÜSLÜMANLAR BAŞSIZ VE ÇARESİZDİLER!

Azerî şair Mirza Ali Ekber Sâbir’e “Harda Müselman görirem, korharam” 

Şiirinde;

Korkirem-korkuyorum şiiri:

Ay balam-

Tek başıma çıkirem ben dağlara…!

Yangını volkan görirem, cin görirem, can görirem,

Mezarda hortlak görirem,

Bin türlü tufan görirem, 

Kükremiş aslan görirem, kan yiyen sırtlan görirem,

Gullü bir yaban [gulyabani] görirem korkmirem!

Korkmirem bala korkmirem..!

Ay balam!

Bağnaz görirem,

Harda bir molla -hoca görirem,

Dalkavuk fikirlerinden, riyakâr zikirlerinden korkirem,

Korkirem, Bala-evlat korkirem-korkuyorum..! 

Biz de bu zalimlikler karşısında Bediüzzaman’ın dediği gibi diyoruz:

Ben Kur’an’ın mücevherat dükkanının bir biçare delalıyım!

BİZİM VAZİFEMİZ TEBLİĞ ETMEK! TAHKİKİ İMAN SAHİPLERİ KURTULACAK!

Allah (c.c) bu zamanda sapkınlıkta, azgınlıkta ve suiistimal yollarına sapan Müslümanları dalaletten kurtarsın!

Her gün onlarca defa Fatiha Suresi dilimizde söyleyip kalbimizde tasdik ettiğimiz gibi bizi tahkiki iman sahipleriyle beraber haşreylesin! 

Bizi dosdoğru yola ilet; nimetine erdirdiklerinin yoluna; gazaba uğramışların yoluna da, doğrudan sapmışların yoluna da değil.” (Fatiha, 1/6-7)

İlahi; Sen hakiki müttakileri,

Resul-i Ekremin (A.S.M) hürmetine, bizi onun şefaatine mazhar ve Sünnetinin ittibaına muvaffak ve dâr-ı saadette onun âli Ashabına komşu, bu mübarek Cumamız da cem olmamıza Kur’an‘ı anlamamıza ve hayatımıza Şiyar etmeye vesile eyle! Âmîn!

Atlas International Group

İLK YORUMU SİZ YAZIN

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.