Bir ülkenin bağımsızlığı hem dil, hem din, hem kültür, tarih ve en önemlisi de ekonomik bağımsızlığıdır!!! Küresel güç-haçlı ruhu dün olduğu gibi bugün de Türk, Türkiye ve Türk Cumhuriyeti..
Bir ülkenin bağımsızlığı hem dil, hem din, hem kültür, tarih ve en önemlisi de ekonomik bağımsızlığıdır!!!
Küresel güç-haçlı ruhu dün olduğu gibi bugün de Türk, Türkiye ve Türk Cumhuriyeti üzerinde bu etkisini birkaç makaledir yazdım!!!
Uluslararası anlaşmalar çerçevesinde içimizde satın aldıkları kölelerin imzaladığı PARİS ANTLAŞMASI BAŞTA OLMAKLA; SEVR, LOZAN GİBİ BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONRASINDA DÜNYANIN ŞEKLİ ŞEMALİ VE YETKİ SINIRLARI BELİRLEYEN; yeraltı-yerüstü zenginlikleri, madenleri ve ekonominin idare edilmesi gibi pek çok konuda imzalanan anlaşmalarla dünümüzü ve bu günümüzü de kısaca her türlü bağımsızlığımızı elimizden almışlardır!
Bugün de aynı kadroların uzantılarının eliyle ULUS devlet olarak tayin edilen Türkiye’de dâhil olmak üzere bütün devletlere ayrım yapmaksızın, onları daha çok kontrol altında tutup sömürebilmek dil, din, kültür, tarih ve ekonomik bağımsızlıklarını engellemek ve kontrol altına almak için yakın tarihte imzalanan İstanbul Sözleşmesi, DSÖ’nün salgın yasası, geleceğimizi ve topraklarımızın bağımsızlığını engelleyecek iklim yasası ve son olarak çıkarılan maden yasası Türkiye’nin her türlü bağımsızlığına gölge düşüren dünya üzerinde hem Türkiye’de hem dostlarına karşı hareket kabiliyetini kısıtlayan anlaşmalardır!!!
TÜRKİYE YÜZYILI HEDEFLERİMİZ ZORLAŞTIRILMAKTADIR!
Türkiye cumhuriyeti devleti bir an önce
İkinci Türkiye yüzyılı çerçevesinde bağımsız devlet olma noktasında başta ekonomik özgürlüğü olmakla silah sanayi, savunma sanayi, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini kullanabilecek güce ulaşabilecek büyük Türk birliği ve Türk İslam birliği liderliğini ele almalıdır!
BÜYÜK TÜRK BİRLİĞİ VE GÜCÜ KURULMALIDIR!
TC cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın
DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR
Sözünün gerçekleşmesi için ABD, Avrupa birliği, Çin, Rusya gibi hem topraksal hem nüfus hem de dil, din, kültür işbirliğiyle çok kolay sağlanabilecek büyük Türk İslam birliği devletini ve gücünü kurmadan bunların gerçekleşmesi mümkün görülmemektedir!!!
Dünya Birleşmiş Milletler, NATO ikili ve çok taraflı yapılan anlaşmalar noktasında ülkeleri ve ülkemizi bağımlı hâle getirmiştir!!!
Bu kurallar çerçevesinde oluşan devletler dünyadaki soykırımları kınamaktan başka; asla hiçbir devlete askeri müdahale, limanlarını kullandırmama, ambargo uygulama, resmi boykot uygulaması yapma hakkı ve hukuku tanımamaktadır!
Türkiye’de bu konuyu tartışan eli sopalı uzman ve stratejistler yukarıda saydığımız anlaşmaları Birleşmiş Milletler ve NATO anlaşmalarını okusalar hiçbir kelam konuşmazlardı!
İlkokul seviyesinde okuma yazma bilgisi olan herkes bunun böyle olduğunu bu anlaşmaları okuduğunda bu acı gerçekle karşı karşıya kalacaktır!
Son dört yazıdır “neden Türkiye bu kadar olaylara sessiz kalıyor?”un cevabını bulmak isteyenlere bir kere daha hatırlatıyorum!!!
TC Vatandaşı olarak Birleşmiş Milletler’de 15 yıla yakın görev yapan hem ABD’de, hem Avrupa’da hem Türk Dünyası’nda Balkanlar’da, Orta Doğu’da sahada görev yapan ve pek çok anlaşmada imzası bulunan birisi gibi Necip milletim’e bir kere daha hatırlatıyorum ve uyarıyorum!
NECİP TÜRK MİLLETİNE MESAJIMIZ!
Büyük atalarımız ve Orhun Abideleri’nde kayıt düşen bir sözü hatırlatarak yazımı bitiriyorum ve uyarıyorum büyük atalarımızdan günümüze ulaşan Bilge Kağan ve Kül Tigin Yazıtlarının doğu cephelerinde sırasıyla 19. ve 23. satırda yazılan; benim de sağlığımda kendisinin yüz yüze dinlediğim ve çok konferansına vesile olduğum büyük Türk düşünürü Prof. Dr. Muharrem Ergin Orhun Abideleri kitabında bu sözü şöyle Öztürkçe’ye çevirmiştir!
“Türk, Oğuz beyleri, milleti işit: Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti, ilini, töreni kim bozabilecekti? Türk milleti, vazgeç, pişman ol! kavmine-kendine-özüne dön!!!
Kur’an’da bahsedilen kurtarıcı.., Peygamberin (sav) övgüsüne layık “İstanbul’u fetheden ne büyük millet ne büyük kumandan ne büyük ordu…” dediği Türkler ve Türk ordusu, bugün gelinen noktada kendimize dönmek ve kendimizi bulmak için! Bilge Kağan gibi bir lider arıyor!!!
Bu durumlardan kurtulmanın tek yolu “önce bize bu toprakları şehit kanlarıyla vatan yapan atalarımızın emanetine sahip çıkıp başta Anadolu topraklarımıza daha sonra da Türk’ün atının nallarının değdiği bütün topraklara da sahip çıkarak Türk vatanını, Türk milletinin ve Türk bayrağının ve büyük Türk devletinin temellerini yeniden atılmasını sağlamaktır”
VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR!!!
Yukarıda saydığımız ideallere ulaşmak ancak büyük Türk devletlerinin büyük Türk birliği ile gerçekleşebilecektir!
Hedef ve maksadımız İ’lâ-yı kelimetullahtır..!
İlâ-yı kelimetullah’ın bu zamanda bir büyük sebebi, maddeten terakki etmektir.
Bugün bütün hukuksuzlukların, dünyadaki mezalimlerin ve soykırımların müsebbibi olan başta ABD, Rusya, Çin ve İsrail gibi devletlerin hukuk tanımaz halleri bu ekonomik güçlerinden kaynaklanmaktadır!
Bu da dili, dini, kültürü örf ve adetleri bir olan, dün olduğu gibi tarihe kayıt düşen atalarımız gibi biz de mutlaka bugün ittihad-ı İslâm ile, milliyet-i hakikiye-i İslâmiye ile bir araya gelmeliyiz!
Hem Araplara hem bölgedeki Kürt halklarına bir ittihat çağrısı yapılmalıdır!
İnşaallah, yine Kürtler ve Araplar ye’si, ümitsizliği bırakıp, İslâmiyet’in kahraman ordusu olan Türklerle hakikî bir tesânüd ve ittifak ile el ele verip ilâ-yı kelimetullah bayrağını dünyanın her yerinde adaletle dalgalandıracaklardır!