Boykot

Ne zaman Gazze’de yaşana zulmü anlatmaya kalksam, her ne zaman İsrail’in zalimliğini anlatmaya başlasam, hep aklıma Müslümanlara sitem etmek geliyor.

Hatta İsrail’in zulmü o kadar büyüdü ki, mesele sadece Müslümanların meselesi değil, bir insanlık meselesi oldu.

Savaş suçu filan değil, alenen insanlık suçu işliyor İsrail.
Şu an Gazze’ye uygulanan ambargo ile açlığa mahkum edilen iki milyon insan değil mi? Tüm insanların nüfusuna oranı küçük gibi görünüyor olsa da 8 milyar insanın arasından tek bir insanın aç ölmesi bile o 8 milyar insanı suçlu duruma sokması için yeterli değil mi?

Öyle ise İsrail nasıl iki milyon insanı açlığa mahkum edebiliyor?

Suçu nedir bu insanların?

Dini mi?

Dilleri mi?

Nedir gerçekten bu insanların suçu?

Kaldı ki suçlu bile olsa bir insana açlık ile ölüm cezası verilemez. Dünya kurulalı beri böyle bir zulüm görülmüş değildir. Hiçbir din, böyle bir cezayı kitaplarında yazmaz.
Nice zalimler geldi geçti, nice zulümler gördük, duyduk, okuduk ama böylesini yapana rastlamadık.

Bir toplumu topluca açlığa ve ölüme mahkum edeni görmedik. Peki bunları sadece ben mi görüyorum yani İsrail’in bu zulmünden sadece benim mi haberim var. Başka kimse, gerçekten, bu zulme şahit olmuyor mu?
İşte bu yüzden sitem ediyorum Müslümanlara.

Gerçekten Müslüman isek, kitabımızda Rabbimiz bize Müslümanlar kardeştir diyor. Niye böyle diyor, çünkü insanın yaratılışında kardeşlik ve akrabalık bağları çok önemlidir. Çünkü kardeş bir bedenin uzuvları gibidir, biri acırsa, tüm beden rahatsız olur.

Eee, hani kardeşlik?

Gözlerimizin önünde açlık ile sefalet ile ve zulüm ile günlerini saymayı unutan kardeşlerimiz var iken, biz kendi huzurlu dünyamızda, bu zulmü onlara reva gören israilin en büyük destekçileri olan Coca cola, Pepsi, Yedigün içerek serinliyoruz. Boykot etmeyi bile beceremiyoruz.
Coca cola içmezsek ölmeyiz, ama içersek Gazze’li kardeşlerimiz ölür. Bu ayrı mı bile fehmedemiyor muyuz? Her gün listeler bir şekilde karşımıza çıkıyor, boykot listeleri. Allah aşkına kaç tanesini hayatımızda boykot edebilmişiz? Kaç tane marka Türkiye’de artık satış yapamıyorum, bu yüzden fabrikalarımı kapatacağım dedi.
Söylenenler doğru ise, Starbucks en çok kafeteryasını Türkiye’de açmış. Her şehrimizde kesinlikle var ve bazı şehirlerimizde onlarcası. Bu marka niye hala tek bir kafeteryasını kapatmadı. Allah aşkına bir tanesini kapatmış olsun diye bir haber çıksın ya… Espressolab diye bir markamız var, Özgür Özel’in boykot çağrısı yaptığı bir markamız. Bu nasıl bir çelişkidir ki, bu çağrı üzerine firmanın bazı şubeleri iş yapamaz hale geldi. Oysa bu kendi markamız, kendi gururumuz. Oysa sayın Özel neden Starbucks’a sakın gitmeyin onlar zulme destek veriyorlar demedi?
Ben boşuna mı Müslümanlara sitem ediyorum. Biz kendi ülkemizde kardeşlik bağlarını çoktan koparmışız, diğer Müslüman ülkelerle bağ kurmak nerede?
Ama İsrail zulüm yapmaya devam ediyor. Hem de insanlık suçu işleyerek ve bunu tüm dünyanın gözüne sokarak işliyor. Benim de artık Müslümanlardan umudum kalmadı, şimdi sadece insanlıktan biraz umudum var. Çünkü dünyanın bir çok yerinde insanlık adına protestolar, yürüyüşler, boykotlar yapılıyor ve Gazze’nin çığlıklarına destek olan sesler yükseliyor. Nitekim bu yükselen seslerin etkisi kendisini bir nebze göstermiş olacak ki, İsrail sınırlı da olsa Gazze’ye gıda ve ilaç girişine izin vermek zorunda kaldı.
İnşallah bu sesler ve protestolar artarak devam edecek, çünkü artık mızrak çuvala sığmıyor, artık batı basını da olayları israilin penceresinden değil, insanlığın penceresinden görmeye başladı. İnşallah insanlığını kaybetmemiş insanlar bu zulmün durmasını sağlayacaktır ve insanlığın onurunu kurtaracaktır. Ve maalesef bunu yine batı yapacaktır, Müslümanlar değil…