Güzel köyüm

  Kuş cıvıltıları, böcek sesleri, rüzgarın korkuttuğu kayısı ağaçlarının çıkardığı sesler.. Biraz kulak kabartınca, ne kadar çok gürültü varmış doğada. Sonra, canhıraş bir koşuşturma var, çeşit çeşit karıncalar, ağızlarına aldıkları..

Güzel köyüm

 

Kuş cıvıltıları, böcek sesleri, rüzgarın korkuttuğu kayısı ağaçlarının çıkardığı sesler..

Biraz kulak kabartınca, ne kadar çok gürültü varmış doğada. Sonra, canhıraş bir koşuşturma var, çeşit çeşit karıncalar, ağızlarına aldıkları boylarından büyük, değişik değişik şeyler, az da olsa görülen, ağır hareketlerle bir yerlere koşturan kaplumbağalar, böcekler, örümcekler, kara sinekler, hele öğle sıcağına doğru ağaç dalları arasına saklanıp, bağırtıları ile ortalığı ayağa kaldıran cır cır böcekleri.
Tabi ki kuşlar; şimdi göç zamanı, yakında leylekler geçer buradan ama yerli kuşlarımız zaten kalabalık. Başta karga, güvercin ve serçenin yanı sıra kırlangıç da var. Yine keklik en çok bulunan kuşlarımız arasında olsa da baykuş, ağaçkakan beyaz kanatlı haberci kuşumuz da var. Bunların dışında akrep, yılan gibi tehlikeli haşerat ve yabani hayvanlardan, domuz, tilki, tavşan, kurt ve son zamanlarda görülen dağ keçileri.
Evin balkonundan bakınca Karakaya barajının Fıratı denize çevirdiği bir bölgeyi seyrediyoruz. Dört kilometre mesafe olsa da yeşilin tüm tonlarının görüldüğü kayısı bahçeleri ile birleşmiş olan Fırat eşsiz bir manzara sunuyor. Köylü bahçe sulamasını barajdan pompalarla aldığı sular ile suluyor, bu yüzden baraj kenarı sanayi alanı gibi olmuş. Yüzmeye çok elverişli olmasa da başta sazan olmak üzere birkaç çeşit tatlı su balığı avlanabiliyor Fırat’tan.
Fırat nehri Malatya Elazığ arasından geçtiği için her iki şehir arasında gemi seferleri düzenleniyor. Hem araba hem de yolcu beraber seyahat edebiliyor. Köyümüz Fırat üzerine kurulan en büyük barajlardan olan Karakaya barajına bakıyor, bu barajın karşı yakası ise Elazığ’ın Baskil ilçesi. Baskil ilçesinin baraja bakan kısmı Fırat’ı çevreleyen tepelerden oluşuyor.
Topraklarımız verimlidir. Nerede ise tamamı kayısı ağaçları ile dolu olsa da arada kalan boş arazilere Buğday, arpa ekiliyor. Kayısı aynı zamanda Malatya ekonomisi için önemli bir gelir kaynağı. Malatya halkının %40 civarı nüfusu doğrudan, %80’ni ise dolaylı olarak etkiliyor. Dünyada da Malatya kayısısı “en iyi kayısı” olarak tescillenmiştir. Özellikle ABD ve Avrupa’ya ihraç edilen kayısını paketlerini “Made in Malatya” yazılması istenmektedir. Dönem dönem fiyatı düşse de son iki senedir üreticisini, işçisini memnun etmektedir.
Eskiden başta biber olmak üzere, domates, salatalık, patlıcan fazlaca ekilir ve toptan satılırdı. Kayısının değeri artınca verimli topraklarımız kayısı ağaçları ile doldu. Şimdilerde boş arazileri olan hala ekiyor olsa da eskisi kadar sebze yetiştiriciliği kalmadı. Yine Fırat’ın her iki yakasında geniş tarlalara şeker pancarı ekiliyor. Bazen de kavun ve karpuz yetiştiriliyor. Son zamanlarda Malatya’nın verimli toprakları Lavanta’ya ev sahipliği yapmaya başladı.
Köyümüz ve civarı köyleri son zamanlarda başta Adıyaman ve Muş olmak üzere biraz göç almış olsa da genellikle atadan kalma, hatta yedi nesile dayanan geçmişe sahip yerleşik nüfustan oluşmaktadır. Tabi ülkenin her şehrinde olduğu gibi bizim köyler de Malatya merkeze ve İstanbul’a çok kişi göndermiştir. Özellikle kış aylarında köylerde birkaç aile kalmaktadır. Onlar da yaşlıları olan ailelerdir.
Kış mevsimi oldukça soğuk geçse de eski çocukluğumuzun kışlarını pek göremiyoruz. Aralıkta başlayıp mart ayına kadar hiç eksik olmayan kar, eylül ile başlayıp kasım, aralık, şubat, mart, nisan ve mayıs aylarında haftalarca yağan yağmurlar artık yok. Bazı seneler bir günlük kar yağar, yıl boyunca 3 beş günü geçmeyen yağmurlar yağar. Ancak keskin soğuğundan bir şey kaybetmiş değil. Yaz sıcakları ise eskisinden misli ile fazlalaşmış durumda. Malatya sıcakları 40 dereceyi pek bulmazdı, şimdiler hissedilen sıcaklık için 47 derecelerden bahsedilmektedir. Mevsim kaymalarını da kayda değer şekilde gözlemliyoruz. Aralık sonuna kadar yumuşak havalar seyrederken nisan ayında bile soba yaktığımızı biliyoruz. İklim değişikliği dedikleri olgu bu olsa gerek. Biz de derinden hissediyoruz.
En önemli özelliği ise yedi neslin toğrağa ektikleri hatıralar ve geleneklerimizdir. Bu ata yadigarı yaşam biçimimiz, alışkanlıklarımız, değerlerimiz. Büyüklerimizin bizlere aktardığı hikayeler bize kim olduğumuzu öğretiyor. Kahramanlarımız, zenginlerimiz, aileden olan geçmiş devlet büyüklerimiz, hocalarımız ve alimlerimiz, geçmiş nesillerimiz bizim en büyük mirasımızdır. Bu yüzden köyümüze geldiğimizde sıradan bir yere gelmiş olmuyoruz, ata toprağı ve ata mirasımızı ziyaret etmiş oluyoruz.

Atlas International Group

YORUMLAR (2)

  1. Mustafa Murat 21 Ağustos 2023, 13:01

    Kaleminize sağlık Erkan Bey, anlattıklarinıza göre köyünüz doğasıyla,manzarasıyla, konumuyla bayağı güzel bir yerdeymiş, kıskandım valla:)

YORUM YAZ

Hoş Geldiniz

Üye değilmisiniz? Kayıt Ol!

Hemen Hesabını Oluştur

Zaten bir hesabın mı var? Giriş Yap!

Şifrenizi mi Unuttunuz

Kullanıcı adınızı yada e-posta adresinizi aşağıya girdikten sonra mail adresinize yeni şifreniz gönderilecektir.