Doğan Bekin’den Kanal İstanbul Projesi ve Sazlıdere Su Havzası’na Yönelik Eleştiriler: İstanbul’un Su Sorunu Derinleşiyor, Yeni Yerleşim Alanları Tartışma Konusu İstanbul’da, Kanal İstanbul Projesi güzergahında başlatılan inşaat çalışmaları, çevresel ve..
Doğan Bekin’den Kanal İstanbul Projesi ve Sazlıdere Su Havzası’na Yönelik Eleştiriler: İstanbul’un Su Sorunu Derinleşiyor, Yeni Yerleşim Alanları Tartışma Konusu
İstanbul’da, Kanal İstanbul Projesi güzergahında başlatılan inşaat çalışmaları, çevresel ve sosyal açıdan büyük bir tartışmaya yol açmış durumda. İstanbul’un önemli su havzalarından biri olan Sazlıdere’de, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) tarafından yapılan açıklamalarda, burada yapılaşmanın olmaması gerektiği ifade edilmesine rağmen, aynı bölgede büyük bir inşaat projesi hızla ilerliyor. Bu durum, İstanbul’un su kaynakları ve ekosistemi üzerinde ciddi etkiler yaratabileceği gerekçesiyle yoğun eleştiriler alıyor.
İSKİ’nin Uyarısı: Sazlıdere Su Havzası’nda Yapılaşmaya İzin Verilmemeli
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan İSKİ, Sazlıdere Su Havzası’nın, İstanbul’un içme suyu temini için kritik öneme sahip bir bölge olduğunu vurguladı. İSKİ, bu alanda yapılaşmanın yasaklanması gerektiğini belirtti. Ancak, Kanal İstanbul Projesi çerçevesinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından yürütülen projelerin hız kazanmasıyla birlikte, bu alandaki yapısal değişiklikler gündemden düşmüyor.
Yeni Yerleşim Alanları Kurulacak: Sazlıdere’de Yapılaşma Başlıyor
Bakanlık ve TOKİ, Sazlıdere Barajı çevresinde toplamda 2,5 milyon metrekarelik bir alanda büyük bir konut ve ticaret merkezi inşa etmeyi planlıyor. Bu projeye, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun olumlu bulunmasının ardından hız kazandırıldı. Proje kapsamında, yaklaşık 40 bin kişilik yeni bir yerleşim alanı oluşturulması hedefleniyor. Ancak çevreciler ve bazı siyasi partiler, bu yapılaşmanın İstanbul’un su kaynaklarını tehlikeye atacağı konusunda uyarılarda bulunuyor. İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan önemli bir su havzasında yapılaşmanın sürmesi, endişeleri artırıyor.
Cumhurbaşkanlığı Kararı ile İçme Suyu Kaynağı Statüsü Kaldırıldı
Sazlıdere Su Havzası, İstanbul’daki içme suyu temini için hayati bir öneme sahipken, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı kararıyla Sazlıdere’nin “içme suyu kaynağı” statüsü kaldırıldı. Bu karar, bölgede yerleşim alanlarının inşa edilmesine olanak sağladı. Cumhurbaşkanlığı kararı ile birlikte, Sazlıdere Barajı çevresinde yeni bir yerleşim merkezi kurulması için yasal engel kaldırılmış oldu. Bu yeni yerleşim alanında yaklaşık 40 bin kişinin yaşaması planlanıyor.
Tarım Alanları Tarım Dışı İlan Edildi: Tarıma Verimli Topraklar Tehdit Altında
Sazlıdere’deki inşaat çalışmalarının diğer bir önemli boyutu ise, bölgedeki tarım alanlarının tarım dışı alan olarak ilan edilmesi. Yaklaşık 12 bin 594 hektarlık tarım alanı, yerleşim projelerine uygun hale getirilmiş durumda. Bu durum, tarım alanlarının azalması ve verimli toprakların yapılaşmaya açılması nedeniyle büyük bir tepkiye yol açtı. Söz konusu alanlar, tarıma dayalı faaliyetler için son derece verimli topraklardır ve bu toprakların yapılaşma için kullanılacak olması, bölgedeki ekosistem açısından büyük bir tehdit oluşturuyor.
29 Milyar TL’lik Yatırım: Kanal İstanbul Projesi İçin Dev Bütçe
Sazlıdere’deki konut projeleri, “250 Bin Sosyal Konut Projesi” adı altında yürütülüyor. Bu projeler kapsamında, 13, 14 ve 15’inci bölge projeleri için toplamda 14 milyar 694 milyon 903 bin 250 TL’lik bir harcama yapılması planlanırken, 16 ve 17’nci bölgelerde yapılacak inşaatlar için ise yaklaşık 14,5 milyar TL’lik bir bütçe ayrılmış durumda. Ancak, bu projelerin içeriği ve fiyatları, dar gelirli vatandaşlar için erişilebilir olup olmadığı konusunda soru işaretleri oluşturuyor. Çevre örgütleri ve muhalefet, yüksek fiyatlarla yapılacak bu konutların “sosyal konut” olarak nitelendirilemeyeceğini belirtiyor.
Kanal İstanbul Projesi ve İstanbul’un Su Sorunu
İstanbul’daki su sorunu, yıllardır artan nüfus ve su kaynaklarının yetersizliğiyle giderek derinleşiyor. Sazlıdere’deki yapılaşmanın İstanbul’un su kaynakları üzerinde yaratacağı baskı, bu sorunu daha da kötüleştirebilir. İSKİ, Sazlıdere’nin su havzasına yapılacak herhangi bir müdahalenin İstanbul’un su temini açısından ciddi riskler taşıyacağını belirtiyor. Bakanlık, su ihtiyacını karşılamak için alternatif su kaynakları geliştirme sözü verse de, hangi kaynakların kullanılacağına dair somut bir açıklama henüz yapılmış değil.
ÇED Kararının Bilimsel Temeli Sorgulanıyor
Kanal İstanbul Projesi kapsamında, Sazlıdere Barajı çevresinde yapılacak olan konut ve ticaret merkezi için verilen ÇED olumlu kararı, çevreciler ve uzmanlar tarafından eleştiriliyor. Çevre örgütleri, bu tür büyük projelerin ekosistem üzerinde yaratacağı tahribatın yeterince bilimsel olarak araştırılmadığını savunuyorlar. ÇED raporunda çevresel etkilerin tam anlamıyla değerlendirilmediği ve projenin uzun vadeli etkilerinin göz önünde bulundurulmadığı iddiaları gündemde.
İnşaat Firmaları Hakkında Şüpheler: Kimler İhale Aldı?
Kanal İstanbul Projesi kapsamındaki konutların inşaatını üstlenen firmaların kimler olduğu, kamuoyunda büyük bir merak konusu. Bakanlık, inşaat firmalarının ismini henüz açıklamış olmasa da, projelerin hızla ilerlediği ve büyük bir mali yatırım gerektirdiği biliniyor. İhalelerin nasıl yapıldığı ve hangi firmaların projeye dahil olduğu konusunda şüpheler var.
Sonuç: İstanbul’un Geleceği ve Çevresel Etkiler Üzerine Ciddi Sorgulamalar Başladı
Kanal İstanbul Projesi ve Sazlıdere Barajı çevresinde gerçekleştirilecek konut ve ticaret merkezi projeleri, İstanbul’un su sorununu daha da derinleştirirken, çevresel etkiler ve sosyal konut talepleri noktasında büyük bir tartışma yaratmaya devam ediyor. Bu projelerin hayata geçirilmesi durumunda İstanbul’un ekosistemi ve su kaynakları üzerinde kalıcı etkiler bırakması muhtemel görünüyor. Kamuoyunda bu projelerin toplum yararına olup olmadığına dair ciddi bir sorgulama süreci başlamış durumda. Kanal İstanbul Projesi’nin İstanbul’un geleceği açısından yaratacağı tahribatın, hem çevre hem de toplum açısından derin sonuçlar doğurması bekleniyor.
Doğan Bekin, bu konudaki endişelerini dile getirerek, projelerin İstanbul’un sosyal, ekolojik ve ekonomik dengesini olumsuz yönde etkileyeceğini belirtiyor. Gelişmelerin, yalnızca inşaat sektörünü değil, İstanbul’un tüm yaşam alanlarını derinden etkileyeceği öngörülüyor.

Kanal İstanbul Projesi ve Sazlıdere Su Havzası ile İlgili Sorular
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) açıklamalarına göre, şehrin en önemli su havzalarından biri olan Sazlıdere’de yapılaşmanın olmaması gerektiği vurgulanırken, “Kanal İstanbul Projesi” güzergahında Bakanlık ve TOKİ’nin Sazlıdere Barajı havzasında 2,5 milyon metrekarelik alanda yapmayı planladığı konut ve ticaret merkezi projesine verilen ÇED’in olumlu kararı ile bu projelerin hız kazandığı görülmektedir.
İstanbul’da yaklaşık 750 bin kişiye su sağlayan Sazlıdere Su Havzası, Cumhurbaşkanlığı kararı ile “içme suyu kaynağı” statüsünden çıkarılarak, baraj çevresinde yaklaşık 40 bin kişilik yeni bir yerleşim merkezi kurulması için adımlar atılmıştır. Projenin yürütüleceği alanda yer alan 12 bin 594 hektarlık tarım alanı da tarım dışı alan olarak ilan edilmiştir. Bu projelerin finansmanı, “250 Bin Sosyal Konut Projesi” adı altında toplamda 14 milyar 694 milyon 903 bin 250 TL ile 16 ve 17’nci bölgeler için 14 milyar 503 milyon 747 bin 739 TL olarak belirlenmiştir. İstanbul’daki su sorunları ve artan nüfus göz önünde bulundurulduğunda, 40 bin kişiye ev sağlamak, Kanal İstanbul Projesi’nin İstanbul için yarattığı tahribatı daha da artırmaktadır.
Bu bağlamda aşağıdaki soruları saygılarımla Bakanlığınızın değerlendirmesine sunuyorum:
Bakanlığınız tarafından “Kanal İstanbul Projesi” kapsamında yürütülen projelerin “Sosyal Konut” olarak tanımlanmasının gerekçesi nedir? Yüksek fiyatlara sahip olan bu konutların satışı kimlere yapılmıştır?
TOKİ kapsamında tahmini 40 bin kişinin yaşayabileceği bu konutlardan ne kadarı dar gelirli vatandaşlarımıza yönelik olarak yapılmıştır?
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) Sazlıdere’de yapılaşmanın olmaması gerektiği açıklamasına rağmen, Kanal İstanbul Projesi kapsamında Sazlıdere Barajı’nın devre dışı bırakılması ile İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak amacıyla Bakanlığınız tarafından hangi alternatif su kaynakları devreye alınacaktır?
2,5 milyon metrekare alanda yapılması planlanan konut ve ticaret merkezi projesine verilen ÇED olumlu kararı hangi bilimsel verilere dayanmaktadır?
“Kanal İstanbul Projesi” kapsamında başlatılan konutların inşaatı hangi firmalar tarafından gerçekleştirilmektedir?
Saygılarımla,
Doğan BEKİN
İstanbul Milletvekili